Gümrükönü Yazıları / Fahri Tuna
Sakarya'da 40 Tarihi Eser - I
1.Adliye Kalesi: Adapazarı'nın güneyindeki Adliye Köyünün 1,5 km kadar güneyinde Sakarya nehrinin batı kıyısında yer alır. Sakarya nehrinin Geyve Boğazından çıktığı stratejik bir noktayı kontrol etmektedir. Duvarları üç yüz metrekarelik bir alanı çevreler. En sağlam yeri olarak tanımlayabileceğimiz doğu kısmında altı metreye yakın yüksekliğe sahiptir. Moloztaş almaşık diyebileceğimiz bir duvar işçiliğinde, nispeten düzgün ve ince taşlarla meydana getirilmiştir. Duvar kalınlıkları ortalama iki metredir. Batı kenarında görülen kemer on üçüncü yüzyıl Bizans kalelerinde görülen bir teknik olan tuğlalarla tasarlanmıştır. Bu durumda kale Michael Palailogos veya haleflerinden birinin eserlerinden biri olabilir.(Sakarya Kaleleri, s.77-79)
2.Ağa Camii (Adapazarı): Adapazarı şehir merkezinde Bankalar caddesi üzerinde, Uzunçarşı'nın sonunda bulunmaktadır. 1734 tarihli bir belgede Çark deresi üzerinde bir su dolabı ve terazi yaptırarak Ağa Camii, Tozlu Camii ve Orta Camii çeşmelerine su akıtan hayırsever Devoğlu Mustafa adlı birinden söz edilmektedir. Cami avlusundaki mezar taşında 'himmet, ihsan ve hayır sahibi Mustafa Beyin adı' ve hicri 1188 (m.1774) tarihi bulunmaktadır. Bu bilgilerden yola çıkarak camiinin 1700'lü yılarlın başlarında yapılmış olması muhtemeldir. Bugünkü yeni betonarme cami kuzey-güney doğrultusunda düzenlenmiş, dikdörtgen planlı bir ana kitle ile altı son cemaat yeri, üstü mahfil olarak düzenlenen iki katlı bir bölümden meydana gelmektedir. (Sakarya'da Türk Mimari Eserleri, s.45-47)
3. Alicanlar Evi-II (Adapazarı): Adapazarı Kurtuluş mahallesi Bahçıvan sokak 44 numarada tescilli bir evdir. 1922-23 yıllarında İbrahim Diyarbekirli tarafından yaptırılmıştır. Evin sahibi Cavit Alican'a ev dedesi İbrahim Diyarbakirli'den tevarüs ve bir kısmını varislerinden satın alarak ulaşmıştır. Her üç katta da 'orta sofalı plan tipi' uygulanmıştır.evi girişi güneyden sokak yönünden, kuzeybatısında ise hamam, çeşme ve çamaşırhane mevcuttur.(Sakarya'da Türk Mimari Eserleri, s.52-54)
4. Beşköprü (II. Jüstinyanus Köprüsü-Adapazarı): Bizans'ın 9. Yüzyıl tarihçisi Theophanes köprüye Pentagephyra adını verir. Bu kelime Helen dilinde 'Beşköprü' anlamına gelmektedir. Bu isim günümüzde de halk arasında yaygın olarak kullanılmaktadır. Adapazarı kent merkezinin 5 km güneybatısındadır. Günümüzde Sapanca Gölünün sularını boşaltan Çark suyunun bir kolu akmaktadır. II.Jüstinyanus tarafından Ramsay ve Mango'ya göre 560 yılında, Gazzalo ve Alpan'a göre 561, Whitby'e göre 562 yılında yapılmıştır. Köprünün uzunluğu 365 m, genişliği ise 10 m'dir. (Sakarya Köprüleri, s.86-105)
5. Cevatbey Konağı (Adapazarı): Adapazarı Çark caddesi üzerinde sahibi merhum işadamı Cevat Adapazarlı'ya ithafen Cevatbey Konağı olarak bilinen ev, deprem sonrası kundaklanarak yakıldığından yeterli teknik bilgilere sahip olunamamış; 2011 yılında ise aslına bağlı kalınarak yeniden inşa edilmiş, halen özel bir şirket tarafından kahvehane/cafe olarak hizmet vermektedir. Aslı 1900'lerin başlarında yapılmış orta sofalı plantipi özelliklerindedir. Bodrum kat üzerinde ahşap karkas tekniğiyle iki kat olarak inşa edilen konak giriş kapısı kuzeydeki Çark caddesine açılmaktadır. (Sakarya'da Türk Mimari Eserleri, s.428-432)
6. Çakırlar Konağı (Taraklı): Taraklı merkezinde Hisar'a çıkan Yıldırım sokak ile Hattat Saim Özel sokağın birleştiği köşede bulunmaktadır. 1910 yılında Abdullah Çakır tarafından yaptırılmış olup halen Selahattin Kozcağız'a aittir. Meyilli bir arazinin yamacı üzerine ev, zemin (hayat), 1. ve 2. katlardan oluşmaktadır. Giriş evin doğu tarafındandır. Kozcağız ailesi tarafından restore ettirilerek 2005 yılından itibaren turizmin hizmetine sunulmuştur. (Sakarya'da Türk Mimari Eserleri, s.308-311)
7. Çark (Adapazarı): Adapazarı Kaymakamı Mehmet Nüzhet Beyin 1892 yılında Almanlara, Adapazarı şehrinin çeşmelerine su sevkiyatı yapması amacıyla Çark Mesire bölgesinde Çark deresi üzerinde kurdurttuğu tesis, Adapazarı Araba Fabrikası'ndan (sonraları TZDK) elde edilen elektrikle 1917 yılında dönemin belediye başkanı Emin Muharrem Güner tarafından küçültülerek yeniden devreye sokuldu. Söz konusu çark, halen Çark Mesire yerinde korunmaktadır.
8. Çobankale - Boğazkesen (Geyve): Evliya Çelebi bu kaleden Geyve'den üç saatlik mesafede, Sakarya Nehrinin ve yalçın dağların kenarında, haraç almaya uygun bir konumda yer alan bölgede diye söz eder. Yaklaşık 4 m yüksekliğindeki bir kısım yapının günümüze gelebilen tek parçasını oluşturur. Ortalama 28 cm uzunluğu, 3 cm genişliğindeki tuğlalardan meydana gelen bir yapıdır. Kalenin geç Bizans dönemine ait olduğu anlaşılmakta, XII. Yüzyılın sonlarında bir tarihi akla getirmektedir. (Sakarya Kaleleri, s.72-76)
9. Elvanbey Zâviyesi (Geyve): Geyve merkezinde hâlen ilçe halk kütüphanesi olarak kullanılan tarihi yapı. Hazirede yer alan bânisi Sinan beye ait mezar taşında ölüm tarihi h.883 (m.1478) yazılıdır. Yapı gerek mimari tipi gerekse yapım tekniği bakımından genel olarak XIV. Yüzyıla tarihlendirilmektedir. Eseri yaptıran Sinan Beyin babası Elvan Bey, Çelebi Sultan Mehmed'in çeşnigiri ve mukbili olduğu bilinmektedir. Zâviye erken dönem Osmanlı mimarisinde sıkça kullanılan 'Bursa tipi cami ters T biçiminde cami, çift fonksiyonlu cami, zâviyeli cami veya çapraz-mihverli cami' olarak adlandırılan bir plân özelliğine sahiptir. (Sakarya'da Türk Mimari Eserleri, s.117-120)
10. Fenerliev (Taraklı): Taraklı merkezinde Rüştiye sokak 12. numarada bulunmaktadır. Tescilli eser Hattat Saim Özel'in anne tarafından dedesi Haşim Ağa Ailesine aittir. 1900'lerin başlarında yaptırıldığı sanılmaktadır. Yapı zemin (hayat) kat, 1. ve 2. kat ile fener şeklinde yapılmış cihannüma katından oluşmaktadır. Taraklı evlerinin en görkemlilerinden olan ev, SATSO yönetimince satın alınmış, Taraklı Müzesi olarak restore edilmek üzere Taraklı Belediyesi'ne devredilmiştir. (Sakarya'da Türk Mimari Eserleri, s.338-341)
11. Gazisüleymanpaşa Camii (Geyve): Geyve merkezinde bulunan cami. Süleyman Paşa, Sultan Orhan Gazinin ilk eşi Nilüfer hatundan olup cami onun tarafından yaptırılmıştır. Bilindiği gibi Orhan Gazi İzmit'i 1331 yılında fethettikten sonra bölgenin yönetimini oğlu Süleyman Paşaya devretmişti. Gazi Süleyman Paşa söz konusu camiyi 1331-1356 yılları arasındaki bir tarihte yaptırmış olmalıdır. Zira gazi Süleyman Paşa Osmanlıyı Gelibolu'dan Avrupa'ya geçiren komutan olup 1359'da av sırasında Gelibolu'da vefat etmiştir. (Sakarya'da Türk Mimari Eserleri, s.421-22)
12. Harmantepe Kalesi (Söğütlü): Söğütlü ilçesi yakınında Harmantepe köyünün kuzeyinde bulunan kale küçük doğal bir tepecik üzerinde yer almaktadır. İl içerisinde tespit edilen kaleler içerisinde neredeyse tüm hatlarıyla ve savunma sistemleri ile günümüze gelebilmiş tek örnektir. Daireye yakın dikdörtgen planlı olup 16.900 m2'lik bir alanı kaplamaktadır. Yaklaşık olarak 8-10 m yüksekliğinde ve 3-4 m genişliğindedir. Çeşitli boyutlarda düzgün kesme taşlardan yapılmış bir kaplamayla, moloztaş bir dolguya sahiptir. Kaleyi XII. Veya XIII. Yüzyıla tarihlendirmek mümkündür. (Sakarya Kaleleri, s.88-93)
13. Hasanfehmipaşa Camii (Sapanca): Sapanca ilçesi Mahmudiye köyünde bulunan caminin giriş kapısı üzerinde Zümer suresinin 73 ayeti ve yapım tarihi olarak h.1303 (m. 1887) tarihi yazılıdır. II. Abdülhamit döneminde Meclis-i Mebusan Reisi, Nâfia Nazırı (Bayındırlık Bakanı) ve Hazine-i Hassa Nazırı (Maliye Bakanı) olara görev yapan Gürcü Hasan Fehmi Paşa tarafından yaptırılmıştır. Dikdörtgen plânlı, kubbe ile örtülü bir harim kısmı ve tavanla örtülü bir giriş bölümünden meydana gelmiştir. Cami Rokoko-Ampir karşımı bir mimari üslupla inşa edilmiştir. (Sakarya'da Türk Mimari Eserleri, s.223-229)
14. II. Beyazıt Köprüsü (Geyve):Geyve ilçesi Alifuatpaşa beldesinde Sakarya nehri üzerinde yer almaktadır. Kaynaklarda yaptıran hükümdarın adına hitaben II. Beyazıd Köprüsü bilinir, Moustier ve Charton ise Kemerköprü olarak adlandırmışlardır. H.901 (m.1495) yılında yaptırılmıştır. Kitabesinden mimarlarının Abdullah ile Murad bin (oğlu) Abdullah olduğu yazılıdır. Köprünün uzunluğu 196,5 m, genişliği 5.5 m'dir. Köprü düzgün beyaz kesme taş malzeme kullanılarak inşa edilmiştir. Bu malzemenin köprüye 4 km mesadedeki Akaya köyü civarından getirildiği yöre halkı tarafından söylenmektedir. (Sakarya Köprüleri, s.147-173)
15. Kadirler (Çakıroğlu) Konağı (Taraklı): Taraklı'da belediye parkının güneyinde Yıldırım sokakla Santral sokağın kesiştiği sol köşede bulunmaktadır. 1905 yılında Çakıroğlu Ailesi tarafından yaptırılmış, 2010 yılında Kadir Sayın (ve ortakları) tarafından satın alınarak restore ettirilmiş, 2011 yılı itibarıyla da butik otel olarak turizmin hizmetine sokulurken da Kadirler Konağı adı verilmiştir. Meyilli bir arazinin yamacı üzerine kurulan ev, zemin (hayat) kat, 1.kat ve 2.katlardan oluşur. Plan ve süsleme özellikleri ile bir taraftan geleneksel Türk ev mimarisinin tipik özelliklerini bünyesinde taşırken diğer taraftan XIX. Yüzyılda Türk mimarisine egemen olan Batılı unsurları da bünyesinde taşıyan ilginç örneklerden birisidir. (Sakarya'da Türk Mimari Eserleri, s.321-338)
16. Karaaptiler II.Jüstinyanus Köprüsü (Adapazarı): Merkez Karaaptiler köyünde (şimdi mahallesinde) 3-16/758 parselde, zamanında Sakarya nehri üzerinde kurulan bir köprüdür.Konumu itibarıyla Sapanca ile Regio Tarsia arasındaki ulaşımı sağlamaktadır. Prof.Dr.Enver Konukçu, köprünün Nikomedia'dan Regio Tersia'ya buradan da kuzey doğuya yönelen yol üzerinde yer almış olabileceğini belirtmiştir. Talat Tarkan tarafından Roma veya Bizans dönemine ait olduğu iddia edilen köprünün üst yapısı günümüze kadar gelmemiş olup on iki adet taş ayağa oturmakta olduğu anlaşılmaktadır. Horasan harcı kullanılarak yapılmıştır. Bu köprünün bölgede yer alan beş Bizans köprüsünden birisi olduğu da Prof.Dr. Sencer Şahin tarafından ileri sürülen bir görüştür. Köprün kalıntıları halen halk tarafından 'Kaledibi' denilen mevkidedir.(Sakarya Köprüleri, s.80-81)
17. Kazımpaşa Yukarımahalle Camii (Serdivan): Serdivan ilçesi Kazımpaşa beldesinde Yukarımahalle'de bulunmaktadır. Camide yer alan kitabeye göre 1908 yılında yapılmıştır. Kim tarafından yaptırıldığı tma olarak bilinmeyen ilk cami yıkılmış, daha sonra betonarme olarak yenilenmiştir. (Sakarya'da Türk Mimari Eserleri, s.50)
18. Mekece Kalesi (Pamukova): Mekece kalesi, Adapazarı ilçe merkezinin 45 km güneybatısında yer alan Pamukova ilçesine bağlı ve ilçenin 13 km güneybatısında yer alan Mekece köyünden 1 km kuzeybatıda olup, Ahiler ve Kemaliye köylerine giden yolun iki tarafına dağılmış halde günümüze çok az korunarak gelebilmiş kaledir. Bulunduğu alan itibarıyla iki sıradağ tarafından çevrelenen bir ova içindedir. Sakarya nehrinin yaklaşık iki kilometre batısında kalan bu bölge Papaz Su Vadisi olarak bilinir. Sivritepe denilen bir dağın eteklerinde yer alan kalenin, coğrafi konumu nedeniyle Nicaea'ya (İznik'e) ulaşan vadiye girişi engellemek için tasarlanmış olduğu düşünülmektedir. Sur duvarlarının kalınlığı iki buçuk metre olup yöre taşlarından yapılmıştır. Kaba duvar işçiliği tarzı genel olarak Bizans'ın geç dönemine atfedilmektedir. Goltz kalenin Türkler tarafından tamir edilen ve bir camiyle hamam eklenen bir Bizans yapısı olduğunu belirtmektedir. Erken Türk kaleleri ile Geç Bizans kaleleri arasındaki yukarıda belirtilen duvar işçiliği yönünden benzerlikler ve bu yüzden ayırt edilememeleri kalenin kime ait olduğunun belirlenmesinde bir sorundur. Bu nedenle Mekece kalesinin Erken Osmanlı dönemine ait olduğu da düşünülebilir.Osmanlılar, bölgeyi ele geçirip güvenlik altına aldıktan sonra dikkatlerini Nicaea üzerinde yoğunlaştırmışlar, bir takım kaleler yaparak saldırı hazırlıklarını buralarda gerçekleştirmişlerdir.Kale Osmanlı döneminde yapılmış olmasa bile, Nicaea saldırıları zamanında kısa süre de olsa kullanılmış olmalıdır. (Sakarya Kaleleri, s. 42-45)
19. Millet Hamamı (Adapazarı): Adapazarı Sakarya mahallesi İnönü caddesi Hamam sokakta İzzet Şükrü Enez Kreş ve Gündüz Bakımevinin arkasındadır. Yapım tarihi kesin olarak bilinmeyen hamam yapım tekniği ve malzemeler göz önünde bulundurularak XVIII. Yüzyıla tarihlendirilmektedir. Hamam 1946-50 yılları arasında, dönemin belediye başkanı İzzet Şükrü Enez tarafından onarılmıştır. Adapazarı merkezinde günümüze ulaşabilen tek hamam olan Millet hamamının soğukluk kısmı tamamen yıkılmıştır. Doğu batı doğrultusunda planlanan hamam, mevcut haliyle dikdörtgen bir plana sahip olan yapı, oldukça ölçülü ve dengeli olup klaisk Osmanlı hamamlarının tüm özelliklerini bünyesinde taşımaktadır. Hamam gerek planı gerekse mimari özellikleri ile klasik dönem İstanbul hamamları ile yarışabilecek niteliktedir. (Sakarya'da Türk Mimari Eserleri, s.75-81)
20. Mollalarevi (Hendek): Mollalar evi Hendek merkezinde Başpınar caddesi 1.çay sokakta bulunmaktadır. Evin yapım tarihi ile ilgili yazılı bir belge yoktur. Ancak evin sahibi Mustafa Asım Gündüz evin dedesinden kaldığını, yaklaşık olarak yüz elli yıllık olduğunu belirtmektedir. Bu ifadelerden anlaşılacağı kadarıyla ev XIX. Yüzyılın son çeyreğinde kalmış olması gerekir. Evin üslup özellikleri de bu tarihi doğrular niteliktedir. Tescili bulunmayan ev oldukça görkemli ve büyük bir bahçenin içinde yer almaktadır. Doğubatı doğrultusunda iki katlı olarak planlanan evin arka tarafına daha sonradan yeni bölümler eklenmek sureti ile genişletilmiştir. Evin zemin katı plan itibarıyla 'iç sofalı plan tipi' özelliği göstermektedir. İki ayrı kapıdan girilen evin esas giriş kapısı, doğudaki ahşap çift kanatlı olanıdır. Tescili henüz yapılmayan Hendek Mollalarevi, plan özellikleri ile Sakarya ve çevresinde pak rastlanmayan, alt katında iç sofalı, üst katında orta sofalı planın uygulandığı nadir örneklerden biridir. Cephede yer alan zengin ahşap süslemeleri de bölgede görülmeyen ilginç özelliklerle karşımıza çıkmaktadır. (Sakarya'da Türk Mimari Eserleri, s. 162-168)
----------------
Kaynakça:
1)Fahri Yıldırım, Sakarya Kaleleri, Adapazarı Büyükşehir Belediyesi Adapazarı Kitaplığı No: 9, Adapazarı, 2006, 109 sayfa,
2)Fahri Yıldırım, Sakarya Köprüleri, Sakarya Büyükşehir Belediyesi Adapazarı Kitaplığı No: 30, Adapazarı, 2008, 235 sayfa,
3) Yrd. Doç.Dr. Yusuf Çetin, Sakarya'da Türk Mimari Eserleri, Sakarya Büyükşehir Belediyesi Adapazarı Kitaplığı no: 31, Adapazarı, 2008, 471 sayfa.
Yorum yazarak Medyabar Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Medyabar hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Medyabar editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Medyabar değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Medyabar Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Medyabar hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Medyabar editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Medyabar değil haberi geçen ajanstır.
Yorumlar
(1)C.N.O - 3.sırada yer alan Tarihi Alicanlar evi ile ilgili olarak bir yanlışı düzeltirim..H.Cavit Alican evi diğer varislerden satın almamıştır..Ve halehazırda Cavit Alican'ın haricinde 2 ablası Tarihi evin varisleridirler.
Yazılan yorumlardan Medyabar hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz. Sitemizin Topluluk Kurallarına uymayan yorumlar yayınlanmaz. Yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Medyabar editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Medyabar değil haberi geçen ajanstır.